30 Temmuz 2013 Salı

xxııı.

Sonbaharın ortalarıydı ve gözbebeklerinin şu parıltıları bir bir sönmeye başladığında, hızla aşağı dogru yuvarlanmaya başladı. KÜÇÜLDÜ, KÜÇÜldü, küçüldü ve nihayetinde toz olup dağıldı. Bu aslında güneşin istifasını bulutların ve yağmurun suratına çarpıp gitmesi kadar olağandı ama yine de hayalkırıklığı penceresinden şaşkınıkla kafasını uzattı.Şimdi zar atacağız ve şansı olan geç bir saatte girdiği evinin kapısının hemen önünde kapaklanıp hıçkırıklara boğulacak. Sesini yükseltme! Yükseltme şu siktiğimin sesini banaa! Öncesinde takip etmeyi meziyet sandığı rotayı kayıtlarından silip, bir süre kendisini salınmaya bırakacak.Havadaki toz zerrecikleri gibi. Kalp kırıklığı bu şehirdeki ihalelerin hepsini topluyor, bardağını fırlatacaksın. Hayır dramı seviyorsun sen! Kendine bir dram yaratmaya bayılıyorsun! Bardak yine de metanetle yuvarlanacak, yuvarlanacak, yuvarlanacak ve nihayetinde toz olup dağılacaktır efendim.Sonrasında havadaki toz zerrecikleri meselesini biliyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder